Yazın yaylaların bereketinden yararlanmak için göç yapılır. Hayvanlar yaylalarda otlar, yaylada akan dereden su içer, kendini hasta hissettiği zaman yiyeceği bitkiyi bilir, güneşlenir, ciğerlerini yaylanın oksijeniyle doldurur. Yazdan kesilip kurutulan yayla otları kışları ise hayvanlara yedirilir.
Şimdiyse Anadolu'daki köylerin boşaldığı, insanların hayvancılık ve tarımla uğraşmak yerine şehirlerdeki fabrikalarda işçi olarak çalışmaya özendiği, köyleri ve yaylaları terk ettiği bir zamandayız. Şehire göç, atamızdan kalan geleneğimizi, kültürümüzü tehdit ediyor. Yaylacılığın azalmasıyla beraber bölgemize has koyun ırkımız olan Karayaka da azalıyor. Nebyan Doğal olarak yaylacılık kültürünü korumak, geleneğimizi sürdürmek, köylüye bildiği işi yapması için destek olup kentliye ihtiyacını duyduğu doğal eti ulaştırmak için çalışıyoruz.
Kuruluşumuzdan tam 1 sene sonra ilk danalarımızı sizlere ulaştırmaya başladık. Nebyan Doğal hayvancılık sistemimizden çıkan, besi ilaçsız, GDO’lu fabrikasyon yemsiz, kendi doğal döngüsünde, uzun ve zahmetli bir sürede yetiştirdiğimiz dana ve düvelerimizi sizinle buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. İster mangallarınıza Nebyan düvelerinin yağlı etlerini kullanın, ister tencere yemeklerinde Nebyan danalarının yağsız ve tertemiz etlerini kullanın. Tıpkı kuzularımız gibi büyükbaş etlerimizde düzenli olarak analizlerden geçiyor ve sonuçlarımızı da düzenli olarak yayınlıyoruz.
Daha önceden “Etinizin Kaynağını Bilin” sözümüzün ne demek olduğunu, sofranıza gelen etin kaynağını bilmenin hakkınız olduğunu, gelişmiş hayvancılık ülkelerinde restoranların bile etlerini tedarik ettiği hayvanların kulak küpelerine kadar ulaşabildiklerini anlatan yazılar yazmıştık. Kurban Bayramı'ndan sonra yaşanan şarbon vakaları hayvanların doğumundan paketlerin sizlere teslimatına kadar kendi kontrolümüz altında olan olan sürecimizin önemini bize bir kez daha gösterdi. Sizlere operasyon sürecimizi nasıl yürüttüğümüzü, evlerinize ulaştırdığımız et ve et ürünlerinin nasıl hazırlandığını, hayvanlarımızın yaşamları boyunca hastalıklardan nasıl korunduğunu ve sizlere sağlıklı etlerimizi nasıl ulaştırdığımızı anlatmak istiyoruz.
Bizim sürecimiz hayvancılıktan başlıyor. Hayvancılığımızda Üretici Birliği modelini uyguluyoruz. Sadece bizimle çalışan, bizim için bizim standartlarımızda üretim yapan üreticilerimiz bulunuyor. Biz üreticilerimizle beraber ortak hareket ediyoruz. Nebyan Doğal’ın kuruluş felsefesi ve geleneksel üretim yapan üreticilerle olan ilişkisi şudur; üretici sadece üretime konsantre olur, bizim isteklerimize göre denetimli üretim yapar. Hayvanını satmakla, pazarlıkla ve tahsilatla uğraşmaz. Biz onlara satın alım ve ödeme garantisi veriyoruz, onlar da bize istediğimiz kalitede hayvanı belirlediğimiz zamanda temin etme garantisi veriyor. Böylece onlar en iyi bildikleri iş olan tarım ve hayvancılıktan başka bir şeyle ilgilenmiyor, biz de arkamıza aldığımız üretim gücüyle en doğru et kaynağını sizlere sunabiliyoruz. Bu modelle kontrollü şekilde büyüyebiliyor ve ülke hayvancılığına kendimizce bir faydada bulunabiliyoruz. Kooperatif modeliyle Yeni Zelanda, Avustralya bütün dünyaya et, Parmalılar bütün dünyaya peynir ihracatı yapıyor. Bu tarz örnekleri çok rahat çoğaltabiliriz. Üretimi büyütmek ve kalitesini korumak için önemli olan düzgün işleyen bir kontrol mekanizmasıdır.
Bütün hayvanlarımız doğduğunda Tarım İlçe Müdürlüklerine kayıt yapılıyor. Sizlere ulaştırdığımız hayvanların hepsi anneli sürülerin hayvanları. Yani besi için ithal edilmiş hayvan değiller. Annelerine kadar kayıtlı hayvanlar. Hayvanlarımızın sağlık kontrolleri yaşamları boyunca düzenli olarak yapılır, herhangi bir hastalık gözlendiği zaman veterinerler tarafından müdahale edilir.
Kesim zamanı gelen yetiştiricimizin hayvanları bizim tarafımızdan Bakanlık onaylı, resmi kesimhanelere getirilir. Burada canlı hayvan kesimleri veterinerler gözetiminde yapılır. Veterinerin onay verip, sevk için rapor düzenlediği karkas etlerimizi sadece kendi etlerimizi taşıdığımız soğuk hava kamyonumuza yüklüyoruz ve Beykoz’daki et işleme ve paketleme tesisimize getiriyoruz.
(Son zamanlarda gündemde olan Şarbon ise ihbarı mecbur bir hastalıktır ve bütün süreci resmi makamlar tarafından takip edilir. Eğer kesimhanede herhangi bir hastalıklı hayvanın kesimi olduysa ne yapılacağı Hayvan Sağlığı Zabıtası ve Yönetmeliğinin 97. Maddesinde açıkça belirtilir. Şarbon gözlenen hayvanlar kanunen imha edilmek zorundadır. Hastalık şüphesi olan hayvanlar gözlemleme sürecine girer. Gözlem sonucunda hastalık tespit edilirse o hayvanlar da imha edilir. Bütün ahır malzemeleri ve yemler imha edilir. Nakliye araçları, ahırlar dezenfekte edilir, meralar hayvana belirli bir süre için kapanır ve hayvanlar devletin veterinerleri tarafından aşılanır.)
Beykoz’daki tesisimiz Bakanlık onaylı bir tesis. Mal kabulümüzden, paket sevkiyatına kadar olan bütün süreç sorumlu yöneticimiz Gıda Mühendisimiz Yağmur ve Gıda Teknikerimiz Büşra’nın kontrolünde ilerliyor. Bizim en önemli özelliğimiz tesisimize kendi hayvanımızdan başka hiçbir hayvanın eti girmiyor. Sizlere hayvanımızdan ne çıkarsa onu sunuyoruz. (Bu yüzden elimizde bonfile, antrikot, pirzola, kemik gibi ürünler kısıtlı oluyor, her zaman istediğiniz kadar sipariş veremiyorsunuz. İstediği miktarda bonfile alamadığı için bize kızıp bırakan çok müşterimiz olmuştur. Ancak bir danadan 3-4 kg bonfile çıkıyor. Bizim sınırsınız bonfile verebilmemiz için dışarıdan parça et tedariği yapanlardan bonfile alıp satmamız gerekiyor, bunu da yapmıyoruz. Etlerimiz zaman zaman sertleşebiliyor. Çünkü hayvanlar yayılımda, hareket ettikçe etinin sertleşmesi normal. Yumuşacık et sunmak için bilmediğimiz hayvanların etlerini de sizlere sunmuyoruz.) Peki et işleme ve paketleme tesisinin bir kasaptan farkı nedir? Öncelikle böyle bir tesiste sorumlu yönetici çalıştırmak zorundasınız. Sorumlu yönetici demek Bakanlığa karşı sorumlu kişi demek. Bakanlık kayıtlı işletmelere habersiz denetimlere gelir. Bu denetimlerde uygunsuz herhangi bir durumla karşılaşılırsa firma kadar sorumlu yönetici de zor duruma girer. Bu yüzden iyi bir yönetici bütün tesisi, kendi tesisi gibi hijyenik ve kurallara uygun tutmak zorundadır. Üretim tesisleri izlenebilirlik sistemleri uygulamak zorundadır. Tesise giren her etin kaynağı bellidir. Etlere mikrobiyolojik analizler uygulanır ve kayıt edilir. Biliyorsunuz biz sizlere katkısız şarküteri ürünleri de sunuyoruz. Bu ürünlerimizin hepsi kendi tesisimizde yapılıyor. Dışarıya şarküteri üreticilerine et verip fason üretim yaptırmıyoruz. Bütün şarküteri üretimimiz tesisimizde, en son teknolojiye sahip kendi ekipmanlarımızla, kurucu ortağımız İbrahim, Gıda Mühendisimiz Yağmur ve ustalarımız gözetiminde yapılıyor. Fermente sucuklarımızın saatlik PH ölçümlerinden, kuru etlerimizin dinlenme süresine kadar her üretimimiz ayrı ayrı kayıt altına alınıyor. Ürünlerimizin üzerinde TR34 1274 kodlu etiketler mevcuttur. Bu etiketlere biz ürünlerimizin içeriğini eksiksiz olarak yazmak zorundayız. Kullanmıyoruz dediğimiz katkı maddelerini bu etiketlerin içerik kısmında göremezsiniz. Katkı maddesi kullanıp etikete yazmazsak ve numune analizinde çıkarsa Bakanlık tarafından ceza alırız. Şarküteri ürününüzü bizden alın ve almayın alışveriş yaptığınız markayı sorgulamak ve cevap almak sizin hakkınız.
Sadece ev müşterilerimize ve belirli anaokulu ve restoranlara hizmet vermemize rağmen, tonlarca et üretebilecek kapasitede bir operasyonu eksiksiz ve kayıtlı şekilde yürütüyoruz. Bu sayede ürünlerimize ihracat için gerekli izinleri bile rahat şekilde alabiliyoruz. Böyle bir sistemi fazla tonajlı yapmadığınız zaman tabii ki çok daha maliyetli oluyor. Ancak son yaşanan olaylar maliyeti yüksek olsa da operasyonumuzu bu şekilde yürütmek zorunda olduğumuzu bir kez daha kanıtladı. Geleneksel üretimimizi, en doğru, kontrollü, analizli ve şeffaf şekilde ilerletmek zorundayız. Bizim hedefimiz bir cevher olan Türk Tarım ve Hayvancılığı'nı gelişmiş ülkelerdeki gıda üretim seviyesiyle birleştirmektir. Sorumluluğumuz ise sizlere raporlu, onaylı sağlıklı etleri ulaştırmaktır. Hayvan hastalıkları bütün dünyada görülüyor. Ancak önemli olan hasta hayvan etlerinin piyasaya sürülmemesi, tüketiciye ulaşmaması ve imha edilmesidir. Hastalıklı hayvanın kesildiği kesimhanenin dezenfekte edilip, o süreçte çalışmamasıdır. Prosedür bütün dünyada aynı. Kırmızı et, gıda ürünleri arasında en çok dikkat edilmesi gereken ürünlerdendir. Bu süreç baştan savma yapılmaz, iş kolu olarak yapılmaz. Tamamen hayatınızı adarsınız, hayvana da, ete de, fermantasyona da tamamen hakim olmak zorundasınızdır. Geleneksel hayvancılık yapmak tek başına yeterli değildir. Bu değerli etleri sizlere en doğru şekilde ulaştırabilmek için üretiminden analizine, analizinden lojistiğine her adımını çok sıkı takip ediyor, tüm süreci kendimiz kontrol ediyoruz. Bu sebeple hayvancılık ve et sektöründe yaşanabilecek olumsuzluklara karşı kendimizi güvence altında tutabiliyor, sizlere sağlıklı etleri ulaştırmaya devam ediyoruz.
“Nebyan’ın emektar çobanları Hasan Amca, Zeki Dede, Mustafa ve Dursun’un size etin en güzelini ve en temizini sunabilmek için 1200 rakımda gece gündüz Karayaka koyunlarını otlatıyor olduğunu bilmek paha biçilmez.”
Mesleğim gereği bir ürünü almadan önce en ince ayrıntısına kadar üretim sürecini sorgulayıp şirket yetkilileri ile görüşüyorum. Çünkü doğal ve organik besleniyorum. Nebyan Doğal Etin nasıl bir süreçten geçtiğini öğrenmek için İbrahim ile görüştüğümde sanırım şirketi satın alacağımı düşündü :) O kadar soru başka bir şey için sorulmazdı çünkü.Beni Nebyan etin hikayesi çok etkiledi.
Hayvancılığın bittiği, etin ithal edilip karın tavan yapıldığı günümüzde yöresine ve halkına yatırım yapan genç bir üretici vardı karşımda. Zaten doğal ve organik tüketmenin asıl amacı kendine,üreticiye ve ülkene kazandırmak olmalıdır. Bu üç zincirin halkaları kopmadığı sürece herkes kazanır. Kişi sağlığını,üretici emeğinin karşılığını, ülke ise değer kazanır. Nebyan Doğal ette ben bu zincirin 3 halkasını da gördüğüm için tüketmeye ve bilmeyenlere de anlatmaya devam edeceğim.
Tel: (0216) 433 33 66 WhatsApp: (0543) 631 34 55
Mesaj Yaz
